NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
بَكْرِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ
الْمُزَنِيُّ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ أَبِي
مَيْمُونَةَ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ مَا
رَأَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رُفِعَ إِلَيْهِ
شَيْءٌ فِيهِ
قِصَاصٌ
إِلَّا أَمَرَ
فِيهِ
بِالْعَفْوِ
Enes b. Mâlik (r.a) den;
şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.)'e
kısası gerektiren bir suç (lu) getirildiğinde, onun ancak affı emr (tavsiye)
ettiğini gördüm.
İzah:
Nesâi, Kasâme. İbn
Mace, diyât
Hz. Enes'in bu
hadisinden, Rasûîullah (s.a.v) in, huzuruna getirilen kısaslık bir dâvada
hüküm vermeden Önce, cinayete mâruz
kalan yaralıya veya mağdur ölmüşse onun vârislerine mütecavizi affetmeleri için
tavsiye ve teşvikte bulunduğu anlaşılmaktadır. Metindeki, Rasûlullaha nisbet
edilen emir, tavsiyedir. Çünkü eğer maksat direkt emir olsa idi, cinayete
mâruz kalan kişi veya varisler için kısası affetmeleri seçeneksiz şart olur ve
buda âyete muhalif düşerdi. Bu noktay-ı nazarlardan anlıyoruz ki, buradaki
emirden murat teşviktir.